Atatürk, yurdumuzun sığır, koyun, keçi, tavuk gibi gelir getiren hayvanlarının cinslerini iyileştirmek, daha çok et, süt, yumurta gibi ürünler almak için ülkenin birçok yerinde çiftlikler kurdurmuştu. Yalova’daki Gazi Çiftliği bunlardan biriydi. Zaman zaman bu çiftliklerin çalışmalarını görmek için oralara giderdi. Sığırtmaç Küçük Mustafa, Yalova köylerinden birinde oturan, yoksul bir ailenin sekiz yaşındaki erkek çocuğuydu. Çok zeki bir çocuk olduğundan, bir sığır sürüsünde sığırtmaç yardımcısıydı. Babası onu Yalova’daki bir çiftliğe yanaşma olarak vermişti. Haftada yetmiş beş kuruş alıyordu. Bir gün, sığırlarını alıp Yalova tepelerinden ağır ağır Balaban Deresi’nin yolunu tutmuştu. Hava biraz sertti. Sığırlar ısınmak için sağa sola kaçışmaya başlayınca arkadaşı Çoban Ahmet’i bir telaştır aldı. Sığırlardan biri yoktu. Ahmet, Mustafa’ya:
“Haydi sen sürüyü çekip köye götür, ben sürüden ayrılan hayvanı bulunca arkadan gelirim,” dedi.