"Anlatımında yer yer alaycı bir bakış açısı sezilen öykülerinde en çok Zonguldak ve çevresiyle kömür havzasındaki olayları, kent ve kent insanının kendisiyle ve çevresiyle olan ilişkilerini işliyordu. Öykücülüğümüzde dış gözlemle anlatılmış en güzel tip öykülerine Mehmet Seyda'da rastlayabiliriz. Asıl başarılı öyküleri de sanırım tiplerin anlatıldığı bu öykülerdir."
-Adnan Özyalçıner-
" 'Zonguldak Hikâyeleri' aşağı yukarı yirmi yıl önce yazılmış hikâyelerin yeniden ve yazarın şimdiki ustalığıyla gözden geçirilmiş şekillerini veriyor. Gerçekçi gözlemler, bir hikâye açısının darlığından umulmayan bir ufukla toplum sorunlarını kapsayan bir tutum, çok arınmış, canlı, kıvrak, sade ve güçlü bir anlatım. Olgun ve çok sezişli bir mizah havası içinde insanın içini sızlatan bu güzel örnekler, Mehmet Seyda'nın bugünlerin hikâye ustaları arasındaki yerini iyice sağlamlaştırıyor."
-Rauf Mutluay-
"Pek az sanatçı, kendi dramını bu ölçüde kendinden uzaklaştırarak acılardan arıtılmış, insanlara bağlanmış olarak verebilmiştir. Yazarın pek sevdiği Gorki'de, bizde çok okunan Strati'de, ne de öncü ustalardan Sabahattin Ali, Sait Faik, hele Faik Baysal'da bu anlatış özelliğini bulamıyoruz. Hangi çevreden olursa olsun, Seyda'nın kişilerinin yaşamalarına ortak olarak, onların hikâyelerine kolaylıkla girebildiği görülüyor."
-Tahir Alangu-
"Seyda'nın üslubu öbür hikâyecilerimizden değişik. Bir kez devrik tümceyi belki de en iyi kullanan, bu çeşniyi bizi sıkmadan verebilen Seyda, 'Zonguldak Hikâyeleri'nde romandaki başarısını da geçmiş bulunuyor."
-Tekin Çakıt-