“Bir kimsesizler çağıydı, kimsesizlerin dahi kimseler tarafından kaçınılmaz bir şekilde yok edildiği bir çağ.”
Cinayet, sürgün, gurbet, adalet, töre, intikam, vicdan, hapis…
Ferhat Küçük, bir türlü arkası kesilmeyen acıların yeşerttiği topraklarından sürülen “o güzel insanları” ve onların hayat mücadelelerini anlatıyor. Kitap bir yandan doğunun sosyo-kültürel coğrafyasına yönelirken bir yandan da Prof. Dr. Haluk Dursun’a ve Yusuf ve Töre Sultan’a odaklanıyor… Okur, kaderin bir çapraz saat gibi iç içe geçtiği hikâyeler boyunca insanın derin kederine bulanmasına şahit oluyor. Yer yer anlatıcı özne ve buna bağlı dil değişiyor, ‘Haluk Hoca’nın’ kişiliğinde yaşayan kültür ve tarih oluyor yer yer, de kahramanımız Yusuf’un gömleği ile dolaşıyor. Osmanlı coğrafyası, tarih, kültür, çay demlemek, Tanpınar’ın romanlarına dalmak, Fuat Sezgin’e kulak vermek heyecanla örülüyor…
Bir idealizm, insan ve ufuk romanı Sürgün.