Çağımız, yönlendirilen, yönetilen, yönetenlerin ve yönlendirenlerin kuralları koyduğu, kendi koyduğu kuralları çiğnemekten kaçınmadıkları bir çağdır. Sermayeden yana işleyen bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanatın kuralları değildir bunlar. Hiçbir sanatsal ve toplum yararcı politikalar, ilkeler değildir geçerli olan. Sanat, işlevini yitirmiş, anamalcı düzeni erekleyen saldırı imha silahlarıyla donatılmış, metalaştırılmıştır. Bedeli ödenerek kullanılabilen, alınıp satılabilen bir maldır şiir, resim, roman, vs. İçi ne kadar kötü olursa olsun, yapılan ve satışı gerçekleşen yalnızca ambalajdır. Sanatın yerel, evrensel yasaları yok sayıldığında, geride orman yasaları kalır.
İktisattaki kötü para iyi parayı kovarın aksine, iyi yazın, kötü yazını kovar. Değerli olan kıymetlidir, çünkü azdır, değişim ve kullanım değeri yüksektir. Değer, gereksinimden doğar. Engels’in ‘gereksinimler buluşların anasıdır’ savsözünde değindiği gibi Okur gereksindiği için yazına ilgi gösterir.