Beni bir el bulmalıydı. Bir çocuk eli. Ürkek. Küçücük elleri güçsüz. Acıtmadan canımı kanadımı okşamalıydı. Yaralarımı tımar eyleyip, beni gökyüzüne salmalıydı. Yaralıyım. Kanadım mı kırık yoksa bir kör sapana mı kurbanım, bilinmez. Kara bir haber gibi gelip yüreğimi dağladığında... Sendeledim önce. Sonra. Kızardı gözümün akı. Üzerinde süzüldüğüm denizdi, kızıllandı. Her bir dalga birer kırmızı kiremit. Ya da kan. Sızım sızımdım. Yönsüzdüm. Yorgundum da. Yüreğim titremişti, yaslı gövdem bir kırık kiremidin üzerine düştüğümde. Öldüm sanmıştım...