"Her şey o kadar hızlı ve gürültülü oluyordu ki ne yapacağımı nasıl davranmam gerektiğini bir türlü kestiremiyordum. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım ama bu olayın dedemle ilgili olduğunu düşünemiyor, düşünmek istemiyordum.
O küçücük odadan salondaki korku çığlıklarını ve hıçkırarak ağlayışları duyduğumda, kötü tanrıların huzursuz da olsa yakaladığımız ahengi dahi kıskanıp bu küçük mutlu zamanı elimden almak için saldırdıklarını anlamış ve dehşete kapılmıştım.
Evimiz zaten huzursuz ve günlerimiz zor ilerlerken yine hayatıma saldırmalarına artık bir anlam veremiyordum. Korktuğum başıma gelmişti, beni güldürebilen tek kişi olan biricik dedem o gece bu kadar üzüntüye dayanamamış ve felç geçirmişti."