İnsanoğluyla bağ kurmayan, insanın hikâyesine ortak olmaktansa kendi hikâyesini fısıldayan topraklar vardır. O topraklarda geçirilen her saniye, yaşanan her olay insanın ruhunda derin izler ve hatıralar bırakır. Böylelikle; yaşadığı toprağa sarmaşık olmak isterken, ayrık otu gibi yaşamak zorunda kalan, hasreti ve acıyı yüreklerine mülk edinmiş insanların hikâyeleri yazılır o topraklarda.
İnsanoğlunun hikâyesini toprağın kendisi yazar o topraklarda…
Kayıp Topraklar, birbirinden farklı on altı hikâye ile insanların anılarına derinden dokunuyor;
Tarihsel ve siyasal coğrafyanın değişmesiyle yerinden, yurdundan ve birbirlerinden ayrı kalmaya mecbur bırakılan insanlar için yakılan bir ağıt gibi kalbinizin tam ortasına yerleşiyor…