Eugène Ionesco’dan acımasız bir konformizm ve totalitarizm eleştirisi.
Küçük bir taşra kentinde sakin bir pazar günü iki arkadaş, Bérenger ile Jean bir kafenin bahçesinde oturup laflamaya başlarlar. Birden, gittikçe artan bir gürültü duyulur: Hızla gelip gözden kaybolan bir gergedanın çıkardığı sestir bu. Sonra bir başka gergedan aynı hızla geçip gider. Mahallenin sakinlerinden bir ev hanımı, yaşlı bir beyefendi, bir mantıkçı,kafenin sahibi ve garson kız büyük bir şaşkınlık içinde olup biteni anlamaya çabalar, birtakım sorulara cevap bulmaya çalışırlar. Kısa süre içinde kentte gergedanların sayısının arttığı görülür, ancak bunlar kente dışarıdan gelmiş gergedanlar değildir, halk gergedanlaşmaktadır…
Ionesco akıldışı olanı, kendi dışında hiçbir gerekçeye ihtiyaç duymayan özerk bir güç olarak ciddiye alan nadir yazarlardandı. Ancak yalnızca, aklın en sonunda her zaman bir şekilde üstün geleceği yollu aldatıcı bir güven duygusuna kendilerini kaptırmayanların, aklın can düşmanlarına karşı başarılı bir şekilde direnme şansı vardır. – Richard Herzinger – Die Welt
Gergedan, fikirlerin yaygın ruh hallerine ne kadar çabuk dönüşebileceğini ve ardından, kaçınılmaz olarak bir toplumsal kargaşaya yol açacağını etkileyici şekilde gösteren, toplumsal histeri ve konformizme ilişkin acayip bir hikâye. – HANS OTTO THEATER