Devlet vatandaşların kendisine duyduğu güveni korumak ya da güven sağlamak amacıyla, ceza kanunlarında birtakım suçlar öngörür. Çalışma konumuz olan 5237 sayılı TCK’nın 257. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçu da devletin kendisine duyulan güveni korumak ya da güven sağlamak amacıyla ihdas ettiği suçlardandır.
Görevi kötüye kullanma suçu genel ve tamamlayıcı bir suçtur. Suçun faili olan kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı olarak gerçekleştirdiği eylemler; özel görevi kötüye kullanma suçları olan zimmet, rüşvet, irtikâp gibi suçları meydana getirmediği sürece görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır. 5237 sayılı TCK’nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu; 765 sayılı mülga TCK’nın 228. maddesinde düzenlenen “keyfi muamelesert muamele”, 230. maddesinde düzenlenen “görevi ihmal” ile 240. maddesinde düzenlenen “görevi kötüye kullanma” suçlarının karşılığını oluşturmaktadır.
Görevi kötüye kullanma suçunun oluşması için “kişilerin mağduriyetine” veya “kamunun zararına” neden olmak ya da “kişilere haksız menfaat sağlama” koşulları gerçekleşmelidir. Suçun failinin kamu görevlisi olması ve işlenen suçun görevle bağlantısı olması nedeniyle, görevi kötüye kullanma suçunun soruşturması 4483 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacaktır.