Kişilik hakkının etkin bir biçimde sağlanmasında kişisel verilerin korunması hayati öneme sahiptir. Ancak, dijital çağın getirdiği yenilikler, kişisel verileri hiç olmadığı kadar tehdit altında bırakmaktadır. Çalışmada, esas itibariyle Türk hukukunda kişisel verilerin korunması ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin konuya ilişkin içtihatları ele alınmaktadır. Türk hukukunda kişisel verilerin korunması, 6698 s. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile Türk Medeni Kanunu’nun kişiliği koruyucu hükümleri kapsamında sağlanmaktadır. İçtihat hukuku yoluyla Türk hukukuna kazandırılan unutulma hakkı ise, Türk mevzuatında tartışmalı bir şekilde hüküm altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına göre ise, üye devletlerdeki güvenlik güçleri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(AİHS.) m. 8/2 uyarınca belirli şartlar dahilinde kişisel verileri işlemek suretiyle özel hayatın gizliliğine müdahalelerde bulunabilirler. Bununla birlikte, AİHS. m. 8/2 kapsamındaki kanunilik ölçütünün yerine getirilebilmesi için, üye devletlerin ulusal mevzuatlarında kişisel verilerin etkin bir biçimde korunmasını sağlamaya yönelik yeterli güvenceleri tesis etmeleri gerekmektedir. Çalışmanın neticesi itibariyle, Türk hukukunda uygulamada yeterli denetim mekanizmalarının bulunmaması nedeniyle, ulusal mevzuatta yeterli güvencelerin etkin bir biçimde sağlanması unsuru yerine getirilememiştir.