Üzerinden neredeyse bir yüzyıl geçmesine karşın, I. Dünya Savaşının nedenleri, niteliği ve mirası bugün hâlâ hararetli tartışmalara konu oluyor. Tarihteki bu ilk topyekûn savaşa dair kültürel referanslar bugüne dek gücünden hiçbir şey yitirmedi. 1914 yılında fitili ateşlenen büyük ideolojik ve ulusal çatışmalar, savaşan devletlerde muazzam bir değişimi harekete geçirmişti. Etkileri 20. yüzyıla yayılan ve damgasını vuran bir değişimdi bu. Almanyanın kıtanın hâkimiyetini ele geçirmesinin önüne geçmek için savaştan başka yol yok muydu? İtilaf Devletlerinin pek yardım etmemesi sonucunda Rusyanın 1917de yenilmesi ve bu yenilginin Bolşevik Devriminin önünü açması mı daha kötüydü? Yoksa olasıbir Alman zaferi mi? Askerler teknolojik savaşın yeni gerçekliği karşısında nasıl tepki vermişti? Savaş sürüncemede kalırken, Almanyadaki sosyalistler nasıl bir saikle pasifizme yöneldiler? Savaşın sömürgecilik, 1920lerin diplomasisi, savaşla ilgili ulusal mitosların yükselişe geçmesi üzerindeki etkileri nelerdi?
Bu kitaba katkıda bulunan yazarlar askeri tarih, uluslararası tarih ve kültür tarihini bir araya getiren çok geniş bir literatürden yararlanarak, 20. yüzyılın bütününü kavrayışımız açısından genel bir çerçeve sağlayan bir I. Dünya Savaşı analizi sunuyorlar.