Magnitsky Yasası’nın Doğuş Hikâyesi
Kasım 2009. Bir deri bir kemik kalmış genç bir avukat olan Sergei Magnitsky, Moskova’daki bir hapishanenin dondurucu tecrit hücresinde, elleri yatak başlığına kelepçelenmiş bir halde, sekiz muhafız tarafından dövülerek öldürülür. Magnitsky’nin suçu ne midir? Dünyanın en başarılı serbest yatırım fonlarından birinin devlete ödediği vergiden 230 milyon doların çalındığı bir yolsuzluğa karışan Rusya İçişleri Bakanlığı yetkililerinin aleyhinde ifade vermek.
Kırmızı Bülten Rus yetkililerin Magnitsky’nin tutuklanması ve öldürülmesini el birliğiyle örtbas etmelerini ifşa ediyor ve menfur gerçekleri açığa çıkarmak için Kremlin’in karanlık yüzüne ışık tutuyor. Magnitsky’nin çalıştığı serbest yatırım fonunun yöneticisi Bill Browder, 1990’larda New York ve Londra’nın baş döndürücü finans dünyasında başlayan hikâyesini, Sovyet sonrası Moskova’nın çalkantılı atmosferinde acımasız oligarklarla savaşını ve Putin’in emriyle Rusya’dan sınır dışı edilişini bizi etkileyici bir yolculuğa çıkararak anlatıyor.
Rus hükümetini egemen bir ülkenin tüm gücüne sahip bir suç örgütü olarak yansıtması Browder’ın bir finansçıdan, kaybettiği avukatı ve arkadaşı Magnitsky için başlattığı adalet kampanyasıyla bir insan hakları aktivistine dönüştüğünü gösteriyor. Rusya’daki düzenbazlık, rüşvetçilik, yolsuzluk ve işkenceleri ortaya döken Kırmızı Bülten şaşırtıcı fakat gerçek politik iniş çıkışlarla dolu ve Batı siyasetinin en üst kademesinde sona eren bir hikâye.