Rene Daumal’in Analog Dağ’ı yazarın şiirsel becerileriyle felsefi çalışmalarını harmanlayarak okuru keyifli bir düşünce yolculuğuna çıkaran bir yirminci yüzyıl klasiğidir.
Diğer özelliklerinin yanı sıra yaşam serüveninin bir alegorisi niteliğindeki bu kitap, sembolik anlamlarla yüklü Analog Dağ’ına yapılan olağanüstü bir yolculuğun hikâyesini sunmaktadır. Ayrıca yirminci yüzyılın en büyük Fransız yazarlarından biri olan René Daumal’in bu romanı bitiremeden ölmüş olması da söz konusu yolculuğa esrarengiz bir hava katıyor.
“Bir dağın Analog Dağ rolünü oynayabilmesi için doğanın var ettiği gibi insan açısından da zirvesinin ulaşılmaz ama tabanının ulaşılabilir olması gerekir, sonucuna vardım. Biricik olmalı ve coğrafi bir konumda yer almalıdır.
Görünmez olana geçidin görünür olması gerekir.” Çağdaş edebiyatın şiirsel bir havada geçen en heyecan verici düşsel yolculuklarından biri.
-Robert Mallet, Le Figaro Littéraire-