Bir Arap Kadının Hikayesi
Wadad Makdisi Cortas'ın anlatısı bizi 20. yüzyılın en çalkantılı zamanlarında dünyanın en çalkantılı bölgelerinden birinde yaşamış idealist ve barışsever bir eğitimcinin; eşitlik ve özgürlük için mücadele eden, kadın haklarını sonuna dek savunan, sanatın her türünü sevip destekleyen, dil-din-ırk ayrımı yapmadan tüm insanlığı kucaklayan bir hümanistin yaşamöyküsüyle baş başa bırakıyor. Samimi bir tevazu ve sadelikle kaleme alınmış bu hatırat sadece Cortas'ın kendi yaşamını değil Arap dünyasının yakın tarihini de kapsıyor elbette: I. Dünya Savaşı'nın ardından nihayet Osmanlı egemenliğinden kurtulup bağımsızlıklarına kavuşmayı uman Arap ülkelerinin Batı'nın sömürgeci zihniyeti ve eylemleri karşısında uğradığı hayal kırıklığı, II. Dünya Savaşı'nın Ortadoğu üzerindeki etkileri, İsrail'in bir devlet olarak ortaya çıkması sırasında ve sonrasında dökülen kan, evlerinden edilen Filistinlilerin çektiği acılar ve buna duyarsız kalan dünya kamuoyu, aynı topraklarda yaşayan insanların süreğen çatışmasının getirdiği maddi ve manevi yıkım...