Ploton ve Aristo’dan gelen düşünce geleneğine uygun olarak batılı düşünürler gibi büyük İslam ve Türk düşünürleri de insan toplumlarını ve devletleri canlı varlıklara benzeterek onların hayatını da biyolojik kıyaslamalarla izah etmek istemişler,imparatorlukların ve devletlerinde canlık varlıklar gibi doğuş,gençlik,ergenlik ve ihtiyarlık cağlarından geçerek mutlaka ölmeye mahkum olduklarını ileri sürmüşlerdir. Osmanlı imparatorluğu’nun tarihi kaderi bir benzetmeden ileri gitmese de bu biyolojik tabloya uygun görünmektedir. Kuruluşundan,itibaren çeşitli devreler geçirmiş ve 1792’den 1920’ye kadar çöküş dönemlerini kapsayan bir hayat çizgisi işlemiş sonunda küllerinden Cumhuriyet doğmuştur