BİR DUVAR, BİR SAVAŞ VE SINIRLARI AŞAN BİR AŞK HİKÂYESİ
1947 yılının sıcak bir yaz gününde, Kudüs’e tepeden bakan bir yerde Elias ve Lila, birbirlerine karşı konulmaz bir şekilde âşık olur. Fakat ikisi de farklı dünyalara aittir. Elias, kısa süre önce bir duvarla ikiye ayrılmış şehrin doğu tarafında yaşayan bir Arap’tır, Lila ise batı tarafında yaşayan Türkiye doğumlu İsrailli bir Yahudi. İki toplum arasında giderek artan çatışmalar, tüm ülkenin ve yeni yeni filizlenen ilişkilerinin üzerine bir gölge gibi çöker. Aralarındaki engel yalnızca taştan bir duvar ve dikenli teller değil, savaş halinde olan iki ulusun birbirine karşı beslediği düşmanlıktır. Ancak on dokuz yıl sonra Lila ve Elias’ın umutları tekrar yeşerir. Fakat aşkları iki düşman toplumun nefretini, yıllarca süren ayrılığı ve hasreti geride bırakabilecek midir?
Seni Unutursam’da Anat Talshir, hayattaki güzel kokulardan, renklerden, manzaralardan ve gençliğin getirdiği korkulardan bir inci yapıp onu da etkileyici bir aşk hikâyesine dönüştürüyor.
“Barış görmeyen şehir Kudüs’te geçen, dokunaklı ve umut verici bir aşk hikâyesi.”
Israel Today
“Roman, Kudüs’ün ve tarihinin derinlerine inip görkemli renklerine, farklı seslere ve kokulara yer vererek şehre hayat
kazandırıyor.”
Kalkalist
“Çok çarpıcı bir aşk hikâyesi. Yıllarca ayrı kalmalarına ve çok büyük sorunlarla karşılaşmalarına rağmen aşkları bir ömür sürüyor. Üzücü, son derece duygusal ve etkileyici bir roman.”
Elle
“Elias ve Lila’nın aşk hikâyesi hoş bir üslupla aktarılmış... Her ne kadar Elias ve Lila’nın aşkının nasıl sonuçlanacağını tahmin etmek zor olmasa da kitap ilginizi çekecek. Elinizden bırakamayacaksınız.”
LoveLetter Magazin
“Âşık olduğunuzda her şey bir anda gözünüze çok kolay görünür, Seni Unutursam’ın temasını da bu düşünce oluşturuyor. Arap bir çay tüccarı ile Yahudi bir kadın arasındaki sevgi türlü türlü zorluklarla karşılaşsa da bu aşk nihayetinde tüm sınırları aşıyor.”
Bücher Magazin
“Müthiş bir aşk öyküsü! Biz kadınları hayallere sürükleyen bir masal! Mükemmel bir roman.”
Radio Arabella
“Don Kişot’un Dulcinea’ya ebedî bağlılığı bana mutlu sonlu tüm hikâyelerden daha hoş gelir. Seni Unutursam’da aktarılan tutku da en az onun kadar hayranlık verici; Elias ve Lila’nın aşkı da bir o kadar unutulmaz. İçime işleyen bu hikâye her ne olursa olsun gerçek aşkın her daim olağanüstü olduğunu bana hatırlattı.”
Gabriella Page-Fort