“Belki de evrende yüz binlerce, hatta milyonlarca akıllı bilgisayar geziyordu.”
İnsanlık uzaydan ve o uzak diyarlardan gelecek akıllı varlıklara olan inancından hiç şüphe duymadı. Ancak çoğunlukla Mars’a çevirdi yüzünü ya da Satürn’ün halkalarından alamadı gözünü. Oysa Dünya’nın biraz daha uzağındaki Neptün pek önemsenmemiş, hikâyelere pek konu olmamış, güzellikleri pek ön plana çıkarılmamıştı. En azından, şimdiye kadar...
Dünya’nın üç büyük devleti arasında yıllardır süren savaşın tam ortasında, Neptün’ün yörüngesinde bir anda ortaya çıkan simsiyah bir cisim, Dünya dışı akıllı varlıklara ilişkin tüm soruları cevaplayabilecek midir?
Dünya ölçeğindeki ekonomik dertlerin, siyasi çalkantıların, çevresel sorunların tarihte belki de hiç olmadığı kadar insanları kendi kabuğuna kıstırdığı, dar görüşlülüğe sürüklediği bir dönemde bakışları yeniden göklere, uzayın genişliğine çevirmeye davet eden bir anlatı Neptün Müzakereleri. Kuşağının açmazlarını dile getiren genç bir kalemin, Türkiye’de ender rastlanan “uzay operası” türüne de göz kırpan ilk romanı.