Hayyam'ı hayal edin... Görkemli bir İran halısının üzerine bağdaş kurmuş, dışarıda dolunay ve yerlerde ıslak çimenler varken. Kulpu kırık bir testinin "dudağını öpüp" yarı esrik rubailerini okurken; ya da rüzgârların, yıldızları yaladığı masalsı bir pers gecesinde Mehtabı izlerken... Sonra Hasan Sabbah; müritlerine sivri bir kayanın tepesinde nutuk çeksin, güçlü bir Selçuklu kartalı konsun bileğine ve Nizam-ül Mülk, kırmızı kaftanı içinde ordulara kumanda ederken; Melikşah, görkemli çizmelerinin üzerinde dim dik ayakta durarak, askerlerine emir versin... …Görkemli yapılar, Selçuklu çinileri, Metal koşumların şıngırtısı, nal sesleri, kocaman hangarlar, develer, filler, dansçı kıvrak kadınlar, müzik, şarap... Ve Sabbah'ın intikamı başlasın!