Dedektif Ben Wade, Los Angeles’ın suç oranı en yüksek bölgelerinde dedektiflik yaptıktan sonra, hayatını daha sakin bir düzleme çekmek ister. Doğup büyüdüğü kasabaya dönecek ve işini yapmaya orada devam edecektir. Onları bekleyen bu yeni ve sakin hayatın hem evliliğine hem de küçük kızlarıyla olan ilişkisine iyi geleceğine inanır.
Taşındıkları küçük ve tatlı kasabada yaşayan herkes, kötülükten uzak, güvenli bir yaşam sürmektedir. Kapıların kilitlenmediği, pencerelerin örtülmediği, herkesin birbirine güvendiği bu gerçekliğine inanması güç dünyanın huzuru kısa süre sonra bozulur. Bir adamın gölgesi sokakları esir almıştır. Eli bütün pencerelerin ardına uzanabilen, tüm kapıları açabilen bu adamın işlediği seri cinayetler, kasaba halkını daldıkları güvenli rüyadan uyandırır. Her şey bir kâbusa dönmüştür. İnsanları bu karabasanın içinden kurtarmaksa, Ben Wade’in işidir. Tabii onun en karanlık dehlizlerden çıkıp gelen şeytanları buna izin verirse…