Siyasal gözlemcinin Türkiye’de canı sıkılmaz. Her gün beklenmedik bir şeyler olur. Son olayları doyurucu bir yoruma henüz kavuşturamadan gündem değişiverir. Ben de mesleğim, meşrebim ve konumum dolayısıyla gündemle ilgili olarak ya yazar ya da konuşurum. Bazen bir gazeteci mülakata gelir, bazen telefonda görüşüm alınır, bazen başında bulunduğum vakıf adına yazılı ya da sözlü bir açıklama yapmam gerekir. Çoğunlukla da çevremdeki eşim dostumla görüş alışverişinde bulunurum. Beni dinleyen ve bana meramını anlatan birileri hep vardır. Ancak eminim ki, kimseyi bulamasam kendi kendimle konuşurdum. Bu kitapta işte bunu yaptım. Bir sosyal demokrat olarak, son yıllarda gündemimizi işgal etmiş olan konularda kendi kendimle söyleştim. Sordum ve yanıtladım. "Şu kadar soruda şu konu" türünden kitaplara sıkça rastlanır. Ben de, buna benzer biçimde, soru sorup yanıtını vererek sosyal demokrat bir anlayışın ana çizgilerini söyleşi formatında sergilemeyi uygun buldum. Bazı temel kavramları ve sorunlarımızı sosyal demokrat perspektiften ele aldım. Soru-yanıt formatında ve de olabildiğince sıradan kavramlar kullanarak konuşma diliyle yazdığım için ortaya, sanırım, okunması nispeten kolay bir kitap çıktı. Bilgiçlik taslamadan bilgilendirici olmaya çabaladım. Sorulara test yanıtı gibi kısa ve bitirici yanıtlar vermedim. Her yanıt başka bir soruyu davet etti. Ve de laf lafı açtı.
