''1970’li yılların sonuna doğruydu… Henüz çocuktum ve bir Altay maçındaydım. Maç oynandı, bitti. Çıkış tüneline girerken kaleci Tanzer, sağ bek Kunta Sabahattin, sol bek Bilal, Erol Togay, Zagor Zafer, Nevruz, Taytay Mustafa, Cruyff Mithat, Miço Mustafa, Şeref, Büyük Mustafa ve diğerleri bir an benim olduğum tarafa baktılar. ‘Bizi hep hatırla olur mu Orhan? Hayatının sonuna kadar sakın unutma,’ dediler. Statta kimse duymadı. Bir tek ben duydum. Hala hatırlıyorum…''Altay, seyircisinin nispeten az olması ve ''sakinliğiyle'', İzmir futbol ortamının biraz küçümsenen bir mensubu. Oysa, Karşıyaka’dan sonra şehrin en kıdemlisi. En üst ligde uzak ara en fazla kalmış İzmir kulübü. Şu anda alt liglerde mücadele etmesine rağmen, ebedi puan cetvelinde hala 69 takım arasında 8. sırada duruyor. Küçümsenecek bir şahsiyet değil yani, Altay. En önemlisi, o bir şahsiyet!
Orhan Berent'in hem tutkuyla yazılmış hem titiz bir araştırmaya dayanan kitabı, Altay’ın hikayesinin içinden aynı zamanda İzmir'in
sosyal tarihini anlatıyor. Her kulübün bir nevi roman kahramanı olduğunu bize bir kez daha gösteren bir kitap. İkbali de düşüşü de
görmüş, güngörmüş bir roman kahramanı: Altay.