Hicaz İsyanı…
Yakın tarihimizin gerçekleri…
Bir millet kendi eliyle, kendi kanıyla, kendi gücüyle kazandığı şerefi unutabilir mi?
Hele bangır bangır haykıran sayısız tarihi zaferlere güle güle mi diyeceğiz?
Asla…
Medine savunması süresince, “Beytullah ile Ravza-ı Mutahhara’yı katiyen bırakmam” diyen Fahreddin Paşa nasıl unutulur?
Mekke’siz bir Osmanlı Devleti olabilir miydi?
Medine üstünde bizim bayrağımız dalgalanıyordu.
“Hicaz bizimdir” diyorduk. Şam evimiz kadar bizimdi.
Bir destandı Hicaz!
Bir destandı Hicaz savunması!..
Mustafa Kemal Paşa, Fahreddin Paşa’nın Ankara’ya geldiğini duyunca, “Sağlığında adını tarihe altın harflerle yazdıran kahraman geldi!” diye karşıladı.
***
Bu kitapta Medine müdafaasını heyecanla okurken yaşaran gözlerinizi sileceksiniz. Fahreddin Paşa ve askerleri, memleketten bir kuş, bir rüzgâr, bir kara trenle mektup bekleyerek teselli oldular. Kara sevdalarına kupkuru kelimeler yetiyordu.
Mekânları cennet olsun…