Sokak aralarında polisle gençlerin arasında haftalarca çatışmalar sürüp gitti. Ben de eylemcilerden biri olup çıkmıştım. Geceleri çadırlarda kalıyor gündüzleriyse elim cebimde o sokaktan öbürüne geçerek gençlerin arasında dolanıyordum. Ne olmuştu da bu insanlar her türlü şiddete rağmen kararlı ve ısrarlı bir şekilde direniyorlardı. Buna aklım bir türlü ermediğinden selamlaştığım herkese bunu soruyordum. Atılan gaz bombasından kaçarken ara sokakların birinde karşılaştığım bir kız günlerdir eve gitmediğini anlatırken, “İnsanların sabrı, suyun önüne çekilmiş bende benzer. Bent bir noktadan sonra dayanamayıp yıkılırsa tuttuğu su, önüne gelen her şeyi sürükleyip götürür. İşte şimdi biz de öyleyiz. Sabrımızın sınırı aşıldı” dedi.