19. yüzyıl felsefesinin en üretken düşünürlerinden Arthur Schopenhauer; Kant idealizmi ve Doğu mistisizminden beslenerek geliştirdiği, irade gücü ve tasavvura dayanan düşünce sistemiyle, felsefe tarihinde edindiği o heybetli paydadan ve “seçkinci”, “sezgici”, “iradeci” gibi disiplinel tanımlamalarından mı ibarettir? Bir düşünür toplumsal normlarla birebir örtüşen, ideal bir profil çizmek ve yaşantısını bu kalıplar çerçevesinde mi sürdürmek zorundadır?
Arthur Schopenhauer: Bir Filozofun Huzurunda, Schopenhauer’in aşk, evlilik, toplum, akademi, arkadaşlık, tarih ve insanlığa dair fikirlerini tutkulu biçimde ortaya koyduğu söyleşilerden oluşuyor. Yolu; kendisine ve eserlerine karşı sürdürülen sessizlik politikasını bir komplo olarak değerlendiren, karşısındakilerin kişisel duygularına aldırış etmeyen, her şeye ve herkese karşı argüman üreten, hırslı, kibirli, sivri dilli fakat etten kemikten bir adamla kesişen bir dizi meslektaş ve çalışma arkadaşının gerçekleştirdiği söyleşilerden derlenen bu metin, okuyucuyu, radikal fikirlerini henüz tanıştığı kişilere söylemekten bir an olsun çekinmeyen düşünürle aynı masada karşı karşıya oturtuyor.
Eristik Diyalektik’te haklı çıkma sanatının inceliklerini ustalıkla öğreten Schopenhauer’in bunu nasıl icra ettiğine tanık olacaksınız.