Tarihin derinliklerinden günümüze kadar her dönemde iyi ve kötü amaçlar için insanoğlu tarafından kullanılan uyuşturucu maddeler, günümüz dünyasının en önemli problemleri arasındadır. İletişim teknolojileri ve ulaşım sistemlerindeki hızlı gelişmeler ve bunlara bağlı olarak insanların daha sıklıkla ve hızlı bir şekilde mobilize olabilmeleri, ticari taşımacılığın ve para transferinin olağanüstü bir şekilde artması, uyuşturucu problemini içerisinden çıkılması oldukça zor bir problem haline getirmişti.
Son yüzyılda uyuşturucu probleminin bu kadar kronik hale gelmesi ile birlikte, yerel politikalarla sürdürülen mücadeleler uluslararası boyuta taşınarak, topyekün bir savaş halini almıştır. Ancak dünyada savaşların hiçbir şeyi çözemediği görüldüğü gibi, uyuşturucuyla topyekün savaşın da problemleri çözmek yerine, daha kötüye doğru götürdüğü görülmektedir.
Bu kitap, ülkemizde bilimsel olarak yeterince çalışılmamış olan uyuşturucu alanında güvenlik bilimleri literatürüne katkı sağlamak amacıyla derlenmiş olup, dört ana kısımdan oluşmaktadır: Birinci kısımda uyuşturucu bağımlılığı ve mücadele politikalarında yeni trendler ele alınmaktadır. İlk makalede ÇELİK ve SEZGİN, uyuşturucu ile mücadele politikalarını tarihsel perspektiften incelemiş ve uyuşturucuyla savaş politikalarından serbestiyetçi politikalara evirilen yeni eğilimleri ele almışlardır. Bu bölümün ikinci makalesinde KÜÇÜKUYSAL, amfetamin tipi uyarıcı maddeler, bu maddelerin üretiminde yeni trendler ve yeni geliştirilen psikoaktif maddeler pazarının gelişiminde internet ve iletişim teknolojilerinin rolü, uluslararası kontrol çalışmaları ve erken uyarı sistemleriyle yürütülen mücadele stratejilerini tartışmıştır. Bu kısmın son makalesinde ise BÜYÜKİKİZ, terörizm ve suç kavramlarını incelemiş ve uyuşturucu ticaretinin bu iki kavram üzerindeki önemine vurgu yapmıştır.
İkinci kısımda, uyuşturucu maddeler ile mücadelede uluslararası boyut ele alınmıştır. Bu kısmın ilk makalesinde EKİCİ; uyuşturucu arzı, talebi ve uyuşturucudan elde edilen karaparayla mücadele konularında mevcut küresel sistemin nasıl çalıştığını ve Türkiye’nin bu sistemde nasıl bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bu kısmın ikinci makalesinde CENGİZ, uyuşturucu kaçakçılığında kaynak, transit ve hedef ülkelerdeki organize suç örgütlerinin birbirleriyle senkronize hareket ettikleri gerçeğini, Ortadoğu bağlamında ortaya koymaktadır. Bu kısmın son makalesinde ise GÜRER ve YILMAZ, narko-ekonomi kavramını Afganistan bağlamında değerlendirerek, uluslararası sistemde güvenlik kavramının değişimini ele almaktadırlar.
Üçüncü kısımda, Türkiye’de uyuşturucunun üretimi, mücadele yöntemleri ve önleyici politikalar ele alınmıştır. Bu kısmın ilk makalesinde AKGÜL, esrarın hammaddesi olan kenevir bitkisinin, Türkiye’de ki yasadışı ekimiyle ilgili mevcut durumu analiz ettikten sonra, kenevir ekiminin terörü finanse eden önemli bir kaynak olduğu tespitinde bulunmakta ve mücadeleye yönelik bazı çözüm önerileri sunmaktadır. İkinci makalede DAĞ ve KANDEMİR, son yıllarda polis tarafından yapılan esrar yakalamalarındaki düşüş trendini Diyarbakır ve Adana illeri bağlamında karşılaştırmalı olarak ele almıştır. Üçüncü makalede KARAKAYA, uyuşturucu maddenin kullanımı ve/veya ticaretinin sadece uyuşturucu içerikli suçlarla bağlantılı olmadığı ve diğer suç tiplerinin işlenmesini kolaylaştırdığı tezinden hareketle, Erzurum ilinde uyuşturucu ile alakalı 768 kişi üzerinde yaptığı araştırma sonuçlarını paylaşmıştır. Bu kısmın son makalesinde ise ÇETİN ve DURU, Narko-terörizm olgusunun tarihsel perspektiften evrimini incelemişler ve Diyarbakır özelinde konuyu ele alarak, yeni bir perspektife olan ihtiyacı ortaya koymuşlardır.
Dördüncü kısımda Türkiye’de madde bağımlılığıyla ilgili önleyici politikalar ele alınmıştır. Bu kısmın ilk makalesinde DAĞ, madde bağımlılığını sahadan örneklerle ortaya koymakta, daha sonra dünyada bağımlılık tedavisinde uygulanan metotları ele alarak, ülkemizdeki uygulamalara değinmektedir. İkinci ve son makalede PAMUK ve ŞANLI, iki farklı disiplinin bakış açılarını bir araya getirmişlerdir. Bu bağlamda, uyuşturucu madde bağımlılığına karşı önleyici ve koruyucu tedbirler arasında son zamanlarda önemi gittikçe artan rekreatif etkinliklerden biri olan sportif faaliyetlerin toplum içerisinde yaygınlaşması ve bu konuda farkındalığın arttırılması konularını ele almışlardır.
