(1929)
Biz ortaya çıkmadan önce bu sözcüğün hiçbir geçerliliği olmadığı kuşku götürmediğinden, bizim onu anladığımız çok özel anlamda (bağlamda) SÜRREALİZM kelimesini kullanma hakkımıza karşı çıkanlar son derece sahtekar bir yaklaşımda bulunuyorlar. Bu nedenle, sözcüğü ilk ve son defa tanımlıyorum: SÜRREALİZM,(isim).Kişinin, düşüncenin gerçek işleyişini sözel olarak, yazılı bir sözcük aracılığıyla ya da başka herhangi bir şekilde ifade etmeyi seçtiği katıksız halinde psişik kendiğilinden oluş (felsefe, özdevim). Estetik veya ahlaki kaygılardan muaf olarak, mantık tarafından uygulanan hiçbir kontrolün geçerli olmadığı, düşüncenin dikte edildiği bir düzlem. ANSİKLOPEDİ.Felsefe.Sürrealizm, daha önceleri ihmal edilmiş birtakım çağrışım biçimlerinin fevkalade gerçekliğine, rüyaların mutlak kudretine, tarafsız düşünce oyunlarına yönelik inancı esas alır. Diğer tüm psişik mekanimaları ilk ve son olarak yıkma ve hayatın temel sorunlarını çözümlemek adına bunların yerine kendisini koyma eğilimindedir.Aşağıda adı geçenler MUTLAK SÜRREALİZM eylemlerinde bulunmuştur:Baylar, Aragon, Baron, Boifard, Breton, Carrive, Crevel, Delteil, Desnos, Eluard, Gerard, Limbour, Malkine, Morise, Naville, Noll, Peret, Picon, Soupault, Vitrac.