Çünkü her kadının mutlu sonu aynı olmak zorunda değildi.
ÇÜNKÜ HER KADININ MUTLU SONU AYNI OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİ.
Başarılı yazar Pandy “PJ” Wallis, şeftali rengi teni, düğme gibi burnu ve benzersiz karizmasıyla tüm dünyayı büyüleyen Monica’yı yaratırken (Monica: Bir Kızın Kız Olma Rehberi’nin kahramanı, hâlihazırda üç kitabı, dört filmi olan Monica) işlerin bu kadar çığırından çıkacağını tahmin edemezdi. Pandy yine de dişini tırnağına takıp çalıştı ve artık dünyayı peşinden sürükleyen bir yazar. Manhattan’ın göbeğinde havuz partileri, süper matrak kız arkadaşlar ve ardında onlarca pembe şampanya leşiyle gününü gün ediyor. Bir de erkekler var tabii. Kırk bin volt gülümsemesiyle kadınları cin çarpmışa döndüren, taş ötesi film yıldızı Doug Stone ve Pandy’yi etkilemek için mutfaktaki ve başka yerlerdeki hünerlerini sergileyen esmer ve karanlık cazibe, Şef Jonny Balaga.
Gelin görün ki, PJ. Wallis’in cennetinde işler hiç de yolunda gitmiyor. Jonny, Pandy’nin malına mülküne göz dikti. Pandy’nin sadık menajeri Henry’nin sabrı tükenmek üzere ve Monica’ya beyaz perdede hayat veren aktris kankası SondraBeth, Pandy’ye ihanet etti. Daha da kötüsü, ilham perisi sırra kadem bastı. Galiba Pandy için tek çare Monica’yı öldürmek. Onunla birlikte kendisi de ölmek zorunda kalsa bile!
“Bushnell denenmiş ve yüzde yüz doğru sonuç veren tarifine bağlı kalmış: Seks, mizah, kadınların kadınlarla dostluğu, aptalca kararlar veren zeki kadınlar ve heyecan verici hikâye düğümleri. Ayrıca Bushnell en iyisini sona saklıyor.” –Booklist
“Müthiş... Çok tatmin edici bir finali var.” –USA Today