M. Yakovlevich Ginzburg ilk kitabı olan Mimarlıkta Ritm’den (1923) bir yıl sonra yayınlanan Üslup ve Çağ (1924) adlı çalışmasında mimarlık tarihi, üslupların nasıl ortaya çıktığı ve ortadan çekildiği konusundaki görüşlerini serimler. Temel görüşü şudur: Bir üslup kendi çağının kültürel ve estetik değerlerinin anlatımı olduğuna göre, modernliğin, makine çağının üslubu olan “konstrüktif” bir mimarlığın ortaya çıkması gerekir. Sanat tarihçisi Heinrich Wölfflin’in döngüsel tarih anlayışını benimseyen Ginzburg, her üslubun gençliğinde konstrüktif, olgunlaştığında organik, elden ayaktan düştüğünde de dekoratif olduğunu vurgular. Mimarlığın genel kurallarını belirlemek için üslupların çağlarına bağlı olan yanları ile çağları aşan yanlarını değerlendirmeye çalışır.