Siyasî düşünceler tarihinde birçok farklı düşünürün devletin kökenine dair ileri sürdüğü teoriler ele alınmıştır. Ancak modern devleti "laik” niteliği ile ele alan Batı, İspanyol Düşüncesinin modern devlete yaptığı katkıyı göz ardı etmiştir. Batı düşüncesinin göz ardı ettiği düşünürlerden biri 16. yüzyıl İspanyol düşüncesinin en önemli isimlerinden olan Francisco Suárez’dir. Nitekim Francisco Suárez’e ilişkin Türkçe çalışma sayısı Avrupa’daki çalışmaların dahi çok gerisinde kalmıştır. Suárez bir İspanyol Altın Çağı düşünürü ve cizvit bir papazdır. İngiltere Kralı I. James’in potestas directa iddialarını Jacques Rousseau gibi sosyal sözleşmeci düşünürlere büyük katkı sağlamıştır. Düşünür siyasî yapılanmanın Tanrı’dan kaynaklandığını söyler. Ancak temelde bu görüşün karşıtı olan sözleşme kavramı ile devletin oluşumunda insan iradesinin etkisini en üst seviyeye çıkarır. Devletin oluşumunda Tanrı’ya verdiği bu sembolik yetki ile Suárez, bir Katolik ilahiyatçı olmanın ötesine geçmiştir. Avrupa’nın pek çok yerinde eserleri incelenen ve saygı gören bir düşünür olmuştur. Suárez kralların ruhanî güce sahip oldukları iddiasının asılsız olduğunu belirtmiştir. Bu iddiayı çürütürken, dünyevî ve ruhanî iktidarın birbirinden tamamen bağımsız alanlara sahip olduğunu söylemiştir. Devleti dünyevî iktidar alanı ile sınırlayan düşünür, diğer yandan Kiliseyi de ruhanî iktidar alanı 12 ile sınırlamıştır. Dünyevî iktidarı kendi düzeni içerisinde en üstün konuma yerleştirmiştir. Suárez’in bu ayrım ile modern devleti hayal ettiği söylenemez. Ancak devletin oluşumunda halkın iradesini merkeze koyan anlayışı ve kendi düzeni içerisinde en üstün güce sahip dünyevî iktidar tanımlamasıyla Hobbes’un öncüsü olduğunu söylemek mümkündür. Bu çalışmanın hazırlanmasında emeği geçen, başta tez danışmanım Prof. Dr. İlyas Doğan olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarıma ve kaynak sıkıntısını aşmama yardım eden Universidad Pontificia de Salamanca Hukuk Fakültesinin tüm akademik ve idari personeline teşekkürlerimi sunuyorum.
Zeynep HAZAR