Sıra dışı bir kadının içten duygu ve düşünceleriyle örülmüş, zamansız bir yolculuk vaat eden, zeytinli ve cırcırböcekli bir hikâyeye davetlisiniz.
Bu hikâyeyi bir bitki yazdırdı. Şaka değil... Bitkiler canlıdır ve hafızaları vardır.
Duygu ve düşünceleri, tahminlerin ötesinde hisseder ve kaydederler.
Ama bu hikâyenin niyeti, bitkilerin zeki dünyalarını anlatmak değil. Anlatılan onca şeyin arasında aslında sadece biri bu: Bütün varlıkların birbirine görünmeyen bağlarla bağlı olduğu gerçeği. Hikâyenin kalbinde ise tutunamayan genç bir kadın var.
Sıra dışı bir genç kadının, annelik, kadınlık ve ilişkiler hakkındaki anlam arayışının, var oluş sıkıntılarının, hayata değer katma çabasının ekseninde gelişen bir hikâye elinizdeki. Sıra dışı kendini bildi bileli sorular sorar, cevaplar arar.
Hele de o kritik kararının etrafında dönerken annesinin ne düşündüğü öyle önemlidir ki...
Sorularının cevaplarını ararken annesiyle farklı zaman ve zeminlerde yaptığı konuşmalar, geçmişinden kalbine taşıdığı birkaç insan, zihninin aynasında gezinir durur.
Çıktığı bu batini yolculukta ona, saksıda yaşayan bir zeytin ağacı ve ağustosböcekleri de eşlik edecektir!