Kaygusuz Abdal'a göre bu dervişlerin, abdalların ağzından çıkan sözler, Kuran'ın ayetleri gibi mayalanmış, değerli sözlerdir. Hakk haberi dinleyen, her şeyi Hakk bilen, Hakk'ın sırlarını çözmeye çalışan bu insanlarda çelişki, tereddüt vs. olmazdı. Bu insanları anlamayanlara Kaygusuz Abdal, cahil-i nadan diyor.
Dolayısıyla insanlarda çürüme, bozulma olduğunda, bencillik, toplumu sarıp sarmaladığında, kin, kibir, hasetlik ve musibetler ortaya çıktığında tüm bu illetlerin reçetelerini de bu divaneler yazabilirler ancak. Onun için Mevlânâ, bu insanları "deniz gönüllü, derdinize derman olacak divaneler" diye tarif etmiştir. Kim, ne kadar akıllı olursa olsun, biraz da divane olsun dileğiyle...
Bir divanenin dilinden insanoğlunun başına musallat olmuş, toplumların elinde inim inim inledikleri "BENCİLLİK" illetinin derman reçetesi;
Tövbeyi kökünden sökeceksin
Gönül havanında tevhit tokmağı ile döveceksin
Vicdan eleği ile eleyeceksin
Gözyaşı ile yoğuracaksın
Aşk ateşi ile pişireceksin
Kanaat kaşığı ile yavaş yavaş yiyeceksin.
