Tasavvuf geleneği içinde oldukça dikkat çeken özelliklere sahip Melâmetîlik tasavvufun bazı tarikatlar ve bir kısım sufiler aracılığıyla kurumsallaşmasını ve bazı uygulamalarına tepki olarak doğmuştur. Ortaya çıkış sebebiyle tarih boyunca melamet (kendini kınama) fikrini hararetle benimseyenlerin yanında, çeşitli dönemlerde gerek sufilerden gerek ulemadan ve gerekse iktidar çevrelerinden şiddetli tepkiler almıştır. Melâmetîlik etrafında ortaya çıkan hemen hemen tüm sorulara ve sorunlara eğilen bu eserin ilk bölümünde melamet düşüncesinin doğuşu, ilk temsilcileri, gelişim sürecinde maruz kaldığı deformasyon ve diğer tasavvufi ekollere yönelttiği eleştiriler üzerinde durulmaktadır. İkinci bölüm ise Melâmetîlik’in Kalenderîlik, Bayramîlik ve diğer tarikatlar üzerindeki etkisi ve özellikle Anadolu cağrafyasında hâkim olan Mevlevîlik ve Nakşibendîlik ile ilişkisi üzerinde durulmuştur.