Dünya son iki yüzyıldır Sanayi Devrimi ve hemen sonrasında ortaya çıkan sorunları tartışmakla geçirdi. Bu tartışmaların odak noktasında hep iki kavram ön plana çıkmıştır; zengin ve yoksul ya da güçlü ve zayıf insanlar arasında dinmek bilmeyen çatışma ve çekişmelerdir. Yaklaşık üç yüzyıl boyunca hiç kimse bu farklılıkların giderilmesi konusunda gerekli başarıyı gösteremedi. Tarihin yoksula iyi hizmet etmediğini sosyal politika araştırmalarından görmek mümkündür. Üçüncü bin yılda küreselleşme denilen yeni bir sürece girerken, Sanayi Devrimi sonrasını hatırlatan sorunlar tekrar gündemdeki yerini almaktadır. Ancak aradaki temel farklılık sosyal sorunların yerelden evrensel bir boyuta taşınmasıdır. Yeni bir milenyuma girerken dünyanın her yerinde artan sosyal sorunların çözümü konusunda en iyi yöntem toplumun her bireyini kapsayan bir sosyal politika anlayışının benimsenmesi ve uygulanmasıdır.