Avrupa Birliği, İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından Avrupa kıtasında barış ve huzuru temin etmek, siyasi ve ekonomik açıdan daha güçlü bir Avrupa oluşturma hedefine giden yolda önemli bir mihenk taşıdır. Özellikle Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle birlikte ortaya çıkan yeni jeopolitik sistem, AB ve benzeri uluslararası örgütlerin önemini daha da arttırmıştır. Bu süreçte, öncelikle Avrupa’nın siyasi ve ekonomik açıdan güçlenmesi hedeflenirken aynı zamanda bu hedeflerin sürekliliğinin teminini sağlamaya yönelik güvenlik politikalarını oluşturmak ve geliştirmek için yoğun çaba sarf edilmiştir.
Diğer taraftan yanlızca Birlik içerisinde ortak bir dış güvenlik ve savunma politikası belirlemek ve uygulamaya koymak küresel dünyada tek başına bir anlam ifade etmemektedir. Bu politikaların uluslararası barışı sağlamayı ilke edinmiş diğer örgüt ve kuruluşlarla eş güdümlü bir hâle getirilmesi ile toplumları ve devletleri tehdit eden yeni küresel risklere karşı güncellenmesi zorunlu hâle gelmiştir.