Limanı olmayan aşıklar dolanır dururlar hırçın suların mavinin laciverte çalan yoğunluğunda. Nice fırtınalar nice poyrazlar vurur mendireğin çatırdayan dallarına. Tam kırıldığın yerde bir an gelir bir liman bulamasa
da liman gibi dingin bir yer bulur okyanusun tam ortasında. İşte sevgili Handenin şiirleri de öyle bir dinginliktir, limanına ulaşamasa da okyanusun tam ortasında... Üstelik ilk şiir
kitabıdır edebiyat okyanusunun son kıvrımında.
Bedirhan Gökçe
Hande Ortay, “Limanı Olmayan Âşıklar” kitabıyla şiirin sonsuz denizine açılıyor. Şiir bir tür ‘mavi yolculuk’tur ve galiba gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzüdür. Her şair bu denize nasibince, hevesince bir damla ekler. Şiir biraz da bu yüzden vardır. İlk kitapla bu sonsuzluğa dalmak elbette cesaret ister, arzuyla telaşla yola çıkılır çoğu kez. Bu heyecan, bu arzu şiirin olmazsa olmazlarıdır. Çünkü şiir, yazan kişiye, yani şairine adeta kalpten bağlı tek yazı türüdür. Bu nedenle alınyazısı da denilse yeridir. Hande Ortay da ilk kitabıyla kıyıdan açılırken bize bu heyecanı duyuruyor, yolculuğunun kısa sürmeyeceğini, sonuna dek gideceğini hissettiriyor. Bu çok önemli. Zira şiire bir kez bağlandıktan sonra onun teknesinden inmek çok zor, neredeyse imkânsızdır. Hande Ortay’ın da bu denizde kendi şarkısını söyleyeceğine, kendi ıslığını tutturacağına ve tıpkı ilk kitabı “Limanı Olmayan Âşıklar” gibi, yeni kitaplarıyla da bize yepyeni ve birbirinden güzel sözler, dizeler, şiirler göndereceğine inanıyorum.
Haydar Ergiden
Hande Ortay’ın şiirlerini, her bir satırının bir cana dokunduğunu hissederek okudum. İnanıyorum ki; şair Hande Ortay’ın “Şafaklarda öksüz kalan yüreğim!”, “Benimle olmayan şenle yaşlanıyorum.” gibi anlam yüklü veciz ifadeleri ebedileşecektir.
İrfan Erdoğan