Bütün büyük buluşlar gibi dondurma da önce Doğuda keşfedildi ve seyyahlar tarafından Batıya aktarıldı. Şimdi yaz kış hepimizin günlük hayatının bir parçası. Endüstriyel ölçekte yapılan üretimle dört mevsim çok ucuza serinleyebiliyoruz. Ama şimdi unutmuş olsak da, evde yapılan dondurmanın tadı her zaman daha leziz olmuştur.
Osmanlı zamanında Uludağ gibi belli dağların zirvelerinde çok derin kar kuyuları kazılır, kışın yağan karlar bu derin kar kuyularına doldurularak sıkıştırılır ve üzerleri kapatılarak hava ve güneşle teması engellenirdi.Kar kuyularındaki karların bir kısmı yaza doğru buza dönüşmüş olurdu. Bu kar ve buzlarla enfes tatlılar yapılırdı.
Osmanlıca yazılı ilk dondurma tarifleri Ali Eşref Dede’nin 1856 tarihli Yemek Risalesi’nde süt dondurması ve süzme aşure dondurması tarifleridir.İşte yazarlarımız küçük dondurma makinelerinde kolayca yapılabilecek tariflerle bu geleneği yeniden canlandırmayı hedefliyorlar.