Elinizdeki kitabın, Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Bilimleri literatürüne kazandırdıklarının ötesinde; kanaatimce esas kıymeti ve hizmeti, ulusal güvenlik ve savunma politikaları açısından ciddî bir vizyon ve yeni perspektifler sunmasıdır. Zira çalışma, genel anlamda 'istihbarat', spesifik olarak da 'stratejik istihbarat'ın; ulusal güvenlik alanında oynaması gereken rol ile îfâ etmesi beklenen misyonları tüm boyut ve unsurlarıyla keşfedip, berrak ve özlü bir biçimde gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda, Antik Çağ'dan günümüze uzanan tarihsel seyrinde 'istihbarat' ve 'strateji' olgularının birbirlerine nasıl eklemlendikleri, hangi düzeyde ve mecrâlarda işlevsel kılındıkları kapsamlı ve detaylı şekilde ele alınmaktadır.
Devletlerin tarihsel süreçte edindikleri tecrübelere geniş yer veren bu kitap; uzun bir dönem sükûtun ve esrârın hâkim olduğu bir alana tercüman olmaktadır. Kitabın yaratacağı yaygın etki, Türkiye'deki anlayış ve uygulamalarda yeni ufuklar açacaktır. Bu bakımdan kitabın, 'stratejik istihbarat' konusundaki farkındalığın artmasına, gerek kurumsal düzeyde ve gerekse karar alma merciinde bulunan kişilerin, mevcut uygulama ve zafiyetleri sorgulamasına rehberlik edeceğine inancım tamdır.
Uzun soluklu, yoğun emek ürünü doktora tezinin bir nüvesi olan bu çalışma; Türkiye'deki istihbarat literatürüne kazandırılmış akademik bir hazine, bir başucu kitabı niteliğindedir. Ayrıca muhtevası itibarıyla; iç ve dış politikaların, güvenlik ve savunma stratejilerinin üretilmesi, kararlaştırılması ve icrâsında rol ve misyon sahibi üst düzey siyasi merciiler, bürokrat ve danışmanlarla, ilgili kurum ve kuruluşlar için yol gösterici, aydınlatıcı ve özellikle de bilgilendirici mahiyette, bir referans/başvuru kaynağıdır.