“Zamansızlığımı seviyorum. Perdelerim hep
açık. Sadeyim. Sadığım.”
“Adını koymamışsam da yabancım değil bu
dediğin.”
“Neden ‘Evet!’ diyorum sana? Bundan. Kıyamet günü sen de oradaydın. Erkek benzerim gibiydin. Elinde ilk yardım çantan, yaralılara koşuyor, biberin gazından, dumanından etkilenenlerle ilgileniyordun. Ne mecburiyetin vardı? O gün düştün içime. ‘İşte bir zamansız daha!’ dedim.”