Bin dokuz yüz yetmişler’in sonlarıydı.Baba, nemli toprak üzerinde, parçalanmış mermer taşlarını(pazılda olduğu gibi) bir araya getirerek, oğlunun adını yazmaya çalışıyordu.
Bu çok derin bir ayindi. Mezarlığa yapılan bu iğrenç saldırıyı protesto etmek için sloganlar atarak yürüyen grubumuz, bıçak gibi sustu ve taş oldu. Deniz’in yattığı yerin beş-on metre kadar uzağındaydık. Zaman akşamdı. Yağmur yağmıyordu ama hava çok ıslaktı.