Geleneksel Batılı Aracılığın Temelleri Üzerine Sistematik Bir İnceleme
Batı düşüncesinde neden bu kadar çok "üç" var?
Düşünürlerin, "nasıl" söyledikleri, "ne" söylediklerinden neden daha önemli?
Farklı kültürlerdeki "üçlemecilik" biçimleri ne anlam ifade ediyor?
Düşüncenin geliştirilmesinde estetik, semiyotik ve ahlaki-siyasi "bakışların rolleri neler?
Aklın iki-parçalı tabir yapısı ile Batı felsefesindeki "üçlemeci“ yaklaşımlar nasıl yorumlanmalı?
Düşünme üzerine düşünme: Hakiki düşünme'nin varoluş gerekçesi ve temeli. Sadık Türker, bu özgün çalışmasıyla, Batı düşüncesinde üçlemeci akılcılık sorunu ekseninde, düşünme üzerine düşünme'nin çarpıcı bir örneğini ortaya koyuyor. 'ince, üçlü şemalar'la düşünme "mantığı"nın farklı düşünce geleneklerindeki görünümlerini, nedenlerini ve sonuçlarını felsefi bir dille tartışıyor; sonra da Aristo ve Kant üzerinde/n giderek Batı düşüncesindeki akılcılık biçimlerinin felsefi, estetik, semiyotik ve ahlaki-siyasi temellerini deşifre ediyor.
Türker, elinizdeki kitapta, kendine özgü özgün, imajinatif bir felsefi dil kuruyor; düşünmeye-kışkırtıcı kavramlaştırmalar yapıyor: Türkçe'de, düşünme üzerine düşünme biçimi öneren ve uygulayan önaçıcı bir düşünme çabasına imza atıyor.
Bu çalışma, Batı düşüncesine ilişkin geliştirilen klişeleşmiş sınıflandırmaları yıkan, yeni bir tanımlama ve sınıflandırma yapan öncü bir düşünme yolculuğu. Türker'in bu yolculuğunun Türkiye'nin düşünce hayatında taze yolculukların önünü açacağından kuşku duymuyoruz.