“Bir kapı aralandı, bir kör düğüm çözüldü.
Işık ışığa ulanınca yol birden aydınlandı.
Güce güç eklenince yürüyüş daha da kolaylaştı.
Ses sese bağlanınca aşk ateşi harlandı.
Güce güç eklenince moraller yükseldi.
Kutlu yola girenin yeni bir adı olur. Eskiler çaput gibi bir yana atılır, yola terk edilir, kendi hâline bırakılır.
Sevgili, bu yeni yol arkadaşına: Faruk dedi, Ömer Faruk.”
Çehâr yâr-ı güzin’in ikinci yaprağındayız. Ali Haydar Haksal, Sevgili’nin Yol Arkadaşı Hz. Ebû Bekir’den sonra Hz. Ömer’in hayatını kaleme alıyor. Haksal’ın kaleminin edebî güzelliği bir biyografi kitabına aktarılıyor.
Adalet timsali Hz. Ömer’in hayatından kendi hayatınıza aktarmak isteyeceğiniz pek çok örnek durumla karşılaşacak, bazı durumlarda duygulanacak, bazı durumlarda hayranlık içinde kalacaksınız. Zamanın parçalanmaz oluşuna ikna olursanız eğer, o vakitlerden bugünlere kalan birçok mücevher olduğunu göreceksiniz. O mücevherler, bu kitabın satırları arasında ışıldıyor, Hz. Ömer’in dünyasına bakan munis bir eşikte okurun onu bulmasını bekliyor.
