Sedefkârlık, tesbihçilik, kaşıkçılık, lülecilik, kilimcilik… fincan zarfları, buhurdanlar, kemer ve tokalar, kuşaklar ve şallar, aynalar, tuğralar, pazubendler, mıhlamalar… Yazar geleneksel sanatlarımızın üzerine örtülen toz perdesini kaldırıyor. Aralarında mühür ve imzanın da bulunduğu otuz beş sanat ve nesne hakkında ilk gençliğinden başlayarak yaptığı çalışmaların verimlerini okuyucuyla paylaşıyor. “… taş taş üstüne koyarcasına o hurdacı dükkanı senin, bu gümüşçü, bu bakırcı, şu sedefkar, o han benim diye yaza çize yıllarımı geçirdim. Bu araştırmalarım sonunda mübalağasız üç dört müzeyi dolduracak sayıda eser gördüm, elime aldım, okşadım, sevdim, çok güzellerine gücüm yetmedi ama eksik, kırık ve tek olanlarını alıp tamir ederek sanatımıza yeniden kazandırdım ve onları makalelerimde malzeme olarak kullandım.” Ele aldığı sanatları veciz bir şekilde izah etmenin yanında o sanata dair farklı uygulamaların fotoğraflarıyla bezenmiş bir prestij eseridir.
