Türkiye'de Politik Değişim ve Modernleşme
Bu kitap Osmanlı'dan günümüze Türk siyasal hayatının çeşitli süreçlerini, yapılarını ve bunların gördüğü işlevleri inceleyen, bunlarla uyumlu olarak değişen politik düşünce kalıplarını araştıran belli başlı araştırmacıların çalışmalarını bir araya getirmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun politik sistemi, meşru otorite ilişkileri açısından patrimonyal özellikleri ağır basan geleneksel bir sistemdi. Bu açıdan Osmanlı politik sistemi, politik faaliyetin ekonomik ve toplumsal faaliyetlere üstün olduğu ve devletin tüm toplumsal faaliyetleri düzenleme ve denetleme eğilimi ile bunu haklı kılacak bir düşünce kalıbına sahip bulunduğu bir sistemdi. Ekonomik gücünü ve mali olanaklarını, büyük ölçüde, toprak rantı, ganimet ile vergi ve rüsuma bağlayan ve sınırlı teknolojik olanakları dolayısıyla gelişmek için askeri fetihlere gerek duyan Osmanlı İmparatorluğu'nun, Orta Çağlar boyunca, aksaksız sayılabilecek bir biçimde işleyen politik ve ekonomik sistemleri, 16. ve 17. yüzyıllardan itibaren aksamaya başlayarak 18. ve 19. yüzyıllarda çökme noktasına gelmiş; "modernleşmeyi", dolayısıyla bir "medeniyet değiştirmeyi" zorunlu hale getirmiştir. Bu doğrultuda öncelikle askeri eğitim sisteminde yapılan büyük değişikliklerle askeri ve sivil bürokraside meydana gelen dönüşümler gerçekleştirilmiştir. Kamu görevlisi statüsünün doğuşu ve 'kul' yerine 'bürokrat' memur tipinin oluşmaya başlaması ile Babıali'nin, bir ölçüde olsa, özerkleşmesi; evrensel hukuk ilkelerine dayalı idare ve laik yargının gelişimi ile bağımsız yargının oluşması; mülki eğitimin çağdaşlaştırılması ve yönetilenlerin politik temsilinin meşru yönetim kalıbının tümel öğesi haline gelmesi, bu dönüşümlerin temelini oluşturmuştur. Cumhuriyet rejimi, esasen, bu doğrultuyu izlemekle beraber; bazı alanlarda Osmanlı'dan yapısal ve zihinsel kopuşu simgeleyen bir yola girmiş ama medeniyet değiştirme projesini radikalleştirmiştir. Günümüz siyasal hayatının meseleleri tam da bu sürecin izlerini ve etkilerini taşımaktadır.