...
İlkin ne zaman gördüm seni, anımsayamıyorum.
Serhad’ın bir kasabasındaydı. Dağlardan coşup gelen sular gibiydin, öylesine kendin ve içten.
Kökünden koparılmaya çalışılan yabani güllerdik; asi ve direngen.
Sonra İstanbul’da buluştuk, deniz kıyısında yürüdük. Homeros’un çakır dalgalı denizine akan
şarap rengi gözyaşlarını konuştuk.
“Gözyaşları da çiçek açar,” diyordu bir şair ve o açmaları ne çok bekledik.