Ardahan’dan Şiirsel Anılar ve Öyküler
Uçağa binmemiş insan vardır. Ama öykü dinlememiş, öykü okumamış insan yoktur.
İlk çağlarda mağaralarda yaşayan insan toplulukları bile öyküye ihtiyaç duymuş ve onu anlatıp, dinlemişlerdir.
“Öykülerin olağanüstü bir gücü vardır. Öykü başladığında sizi içine çeker ve bir müddet sonra beyninizin kontrolünü ele geçirerek, sizi kendi dünyasında gezdirir,” der, ABD’li yazar Jonathan Gottschal.
Öyküler, insanların sosyal yaşamlarında ihtiyaç duyacakları temel becerilerin oluşmasındaki ilk basamaklardır. Ve bizi ciddi zorluklara karşı eğiten bir gizeme sahiptirler. Bir öyküyü okurken veya dinlerken, oradaki bir kahramana bürünürüz. Bu kahraman genellikle ezilenden yana bir karakterdir. Ve bu karakter bazen öylesine etkili olur ki, doğrudan kişiliğimiz etkiler hale gelir.
Bir Köroğlu öyküsünde, herkes Köroğlu olmak ister. Hiç kimse Bolu beyi olmak istemez.
Onun için öykü yazmayı seviyorum. (Mahmut Baycan)