İnsan, çevresindeki sanat eserlerini algıladıkça o eserlerdeki yapıları, yapıyı oluşturan ögeleri ve bunlar arasındaki ilişkileri sezer, kavrar. Algıladığı eserde öğeler arası ilişkileri kavrama, yapının bütünü ile öğeleri arasındaki uyumu fark etme ve bundan zevk alma, insan yaşamının en anlamlı boyutlarından birini oluşturur ve kişiliğin gelişmesinde önemli bir yer tutar.
Sanatsal çevrenin öğeleri ve bu öğeler arasındaki ilişkiler birlikte sürekli bir oluşum, değişim ve gelişim içindedir. Bu çevrede bulunan insanın sözü edilen değişim, gelişim sürecinden etkilenmemesi mümkün değildir. Dolayısıyla bu çevre kişiliğin gelişmesinde son derece önemli bir rol oynamaktadır. Sanat insanda yeni bir yaşam tarzı, hayattan zevk alma, başarma, dolayısıyla da mutlu olma duygusunu geliştirir. Hayata yön verir.
Sanat, kişinin çevresindeki gelişme ve değişimleri farklı açılardan yorumlayabilmesine, geniş bir perspektif kazanmasına zemin hazırlar. Kişiyi önyargılardan ve tek boyutluluktan kurtarır.
Sanatçı Vicdan Nalbur’un, öğrenci projelerinden derleyerek hazırladığı kitabı, sanatın; incelik, ayrıntı, görsellik ve eyleme aktarma (uygulama) açısından farklı bir bakış açısı, farklı bir deneyim sunmaktadır.