Hekimin filozof hâli esasında bir “hâl” değil, bir “eylem”. “Hâl” ifadesi bu eylemin sürekliliğini, hekimin hep bir felsefi sorgulama içinden davranması gerekliliğini vurgulamak için kullanıldı.
Hekimin Filozof Hâli-2 de ilki gibi tıp ve felsefe alanları arasındaki “hayati” ve bir anlamda “zorunlu” ilişkiyi somutlayan yazılardan oluşuyor.
İlk kitap eksikti, bu kitap da eksik kalacak. Her şey “tamam” olsaydı felsefe gereksiz olurdu zaten ve hatta bir “yaşam”dan da söz edemezdik, üzerinde kafa yoracak. Ama tamamlama ve tamamlanma gayreti her güzel eylemin şiarı… Ufukta hayal ettiği mükemmelin peşinde koşan hekimlik gibi.
Yazılarıyla katkıda bulunanlar:
Özen B. Demir – Klinik Kararın Tabiatı Üzerine – Bilimsel Fenomenoloji Denemesi
M. Taner Gören – Kıdemli Bir Klinisyenin Hâletiruhiyesi
Yavuz Dizdar – İç Organ Adlarının Etimolojik ve Mitolojik Kökeni
Hakan Atalay – Bilinç
Tayyibe Bardakçı – Beyin Bilgisayar Arayüzleri ve Özerklik: Teknolojiyle Güçlenmek mi, Kendimiz Üzerindeki Kontrolümüzü Kaybetmek mi?
Nedim Havle – Delilik: Beyin, Zihin ve Toplum Arasındaki İnce Çizgi
İlhan İlkılıç – Beyin Ölümünde Felsefi ve Etik Sorun Alanları / Genetik Eksepsiyonalizm Bağlamında Felsefe, Epistemoloji ve Etik İlişkisi
M. Bilgin Saydam – Sosyal Psikiyatri Özelinde Tıp Uygulamalarında Ekip Çalışması: Mutlak Hiyerarşi versus Terapötik Demokrasi
Yağız Üresin – Yağmur Ormanı mı, Homofis Saksısı mı? Bildiğimiz Hâliyle Tıp ve Klinik Araştırma Sürdürülebilir mi?