David Beck için kayıp yıkıcı olmuştu. Geçen sekiz yıl boyunca her gün, olanların korkusunu zihninden atmaya çalışmıştı. Parlayan göl. Solgun ay ışığı. Tiz çığlıklar. Karısının ondan alındığı o gece. Onu canlı gördüğü son gece.
Herkes ona yoluna devam etmesini, geçmişi ve olanları unutmasını söylüyordu. Fakat David Beck için bu söz konusu olmayacaktı. Bilgisayarında bir mesaj belirmişti, yalnızca onun ve ölen eşinin bildiği bir şey. Birdenbire Beck, imkânsız gerçekle altüst olmuştu – bir yerde, bir şekilde, Elizabeth yaşıyordu.
Beck kimseye bir şey söylememesi konusunda uyarılmıştı. Ve söylemedi. Bunun yerine en güvendiği insanlardan bile uzaklaşmış, çaresiz bir umutla bağlandığı o mesajları gönderen gizemli kişiyi aramaya başlamıştı.
Fakat Beck için bir av başlatılmıştı bile. Karanlık ve ölümcül bir sırrın kalbine doğru yola çıkmıştı; ve biri, o oraya varmadan önce onu durdurmaya kararlıydı.