İbn Haldun büyük bir vukufiyetle “Coğrafya kaderdir.” der. Bir bölgenin coğrafî konumu o bölgenin olumlu veya olumsuz anlamda geleceğini belirler. İnsanoğlunun gelişim sürecinde medeniyetin ve kültürel hayatın birçok aşaması, Orta Doğu’da doğmuş ve buradan tüm dünyaya yayılmıştır. Türkiye için Orta Doğu, coğrafî bir olgu olmanın çok daha ötesinde anlamlar taşımaktadır. Abbasîlerden bugüne Orta Doğu’nun temel unsurlarından biri olan Türkler, bölgede oyun kuran, oyun bozan ve hep bir numaralı aktör rolündedir. Türkler, kuşkusuz bu gücünü, başta karakteri ve inançları olmak üzere devlet, siyaset ve askerî tecrübesinden almıştır. Tarih boyunca Orta Doğu’daki Türk askerî varlığının amacı, bölgeye dışardan gelen yıkıcı saldırıları önlemek ve adaleti muhafaza etmek olmuştur. Türk askeri, bu bölgede barış ve istikrarı temsil etmektedir. Bölge halklarının Türk askerine bakışı budur ve bütün dünya buna şahittir.