Sınır hattında gece...
Patlayan bir mayın, biri kaçak diğeri kaçakçı iki çocuğun kaderini birlikte çıkacakları uzun bir yolculukta birleştirir.
Her ikisi de o gece ailesini kaybeder. Mina köklerine dönmeye, Devran ise köklerinden kopmaya çalışır.
“Ağlıyor. Ben de ağlıyorum. Susmuyor. O ağlıyor, ben de ağlıyorum. Elindeki kanı yok etmek istercesine ovalıyor. Bense burnumdan akmaya devam eden kanı elimin tersiyle siliyorum. O hâlâ ağlıyor, ben susuyorum. Elinde tuttuğu oyuncak düştü önce, sonra o. İçim titriyor. Öldü mü? Şimdi değil. Burası ölmek için iyi bir yer değil…”
1980’ler Türkiye’sinde, yuvalarından savrulan hayatların iki çocuğun yolculuğu üzerinden hikayesi. Darbeyle, soruşturmalarla, yoksunluklarla ve yanı başındaki savaşla içten içe kaynayan ülkenin sınırından kanatsız düşen insanların öyküsü.